Mardin Artuklu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Dr. Necmettin Acar, dünyada yaşanan çifte standardı ve gıda ve enerji alanlarındaki politikaları değerlendirdi.

Acar, Star için kaleme aldığı yazıda, “Rusya'nın Ukrayna işgali sürecinde gelişmiş Batı ekonomilerini doğrudan etkileyen enerji güvenliği en çok konuşulan konuların başında gelirken, az gelişmiş ülkeleri doğrudan etkileyen, gıda güvenliğine dair tehditler daha geri planda kaldı.” ifadesini kullandı.

“Putin'in savaş sırasında buğday ithalatını durdurması, doğalgaz vanasını kapatma ihtimali kadar dikkat çekmedi.“ değerlendirmesinde bulunan Acar, “Çünkü doğalgaz gelişmiş ülkeler için, gıda ise az gelişmiş ülkeler için hayati bir üründür.” değerlendirmesinde bulundu.

ÇİFTE STANDARTLAR GÖRÜNÜR KILINDI

Ukrayna Savaşı’nın, uluslararası arenada zaten mevcut olan birçok çifte standardı daha da görünür kıldığını belirten Necmettin Acar, “Bu süreçte uluslararası kamuoyunun Afrikalı ve Orta Doğulu mülteciler ile sarı saçlı mültecilere, Ukrayna'da hayatını kaybeden sivillerle ve Orta Doğu'da hayatını kaybeden sivillere, harabeye dönen Suriye ve Irak şehirleriyle Ukrayna şehirlerine karşı yaklaşım farkını daha iyi görmüş olduk.” dedi.

Acar, çifte standardın en bariz olduğu alanlardan birisinin de güvenlik olgusu olarak ön plana çıktığını vurgulayarak, “Aslında 'üçüncü dünya' ülkelerinin güvenliğine yönelik çifte standart yeni bir durum değil. 1990'lı yıllarda ortaya çıkmıştı” ifadesini kullandı.

ENERJİ GÜVENLİĞİ EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDESİ OLDU

“Ukrayna Savaşı'nı takip eden dönemde enerji güvenliği en öncelikli gündem maddesi olmayı başardı.” değerlendirmesinde bulunan Prof. Acar, bu durumun temelde iki sebebi bulunmakta diyerek bu sebeplerin, “Rusya'nın doğalgaz arz piyasasındaki hâkim konumu ve enerji güvenliğinin/güvensizliğinin gelişmiş Batılı ülkelerine yönelik oluşturduğu doğrudan tehdidin boyutu.” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın, Avrupa ülkelerinin doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yarısını karşıladığını vurgulayan Acar, “Savaş sürecinde Batı bloğunun ittifakla Rusya'ya uygulamaya başladığı yaptırımların iki blok arasındaki gerilimi daha da tırmandırması ve Putin'in 2006 ve 2010 yıllarında yaptığı gibi doğalgaz vanalarını kapatma ihtimalinin Batı için en kötü senaryo olarak sürekli dillendirildiğini” belirtti.

RUSYA’NIN KÜRESEL GIDA GÜVENLİĞİNİ KONTROL ETTİĞİ UNUTULUYOR

Necmettin Acar, Rusya'nın sadece küresel enerji güvenliğinin değil aynı zamanda küresel gıda güvenliğinin de vazgeçilmez bir aktörü olduğunun unutulduğunu vurgulayarak, “Küresel gıda ihracatının dörtte biri bugün Putin'in de-facto olarak kontrol ettiği bölgelerden sağlanmaktadır. Rusya'nın kontrol ettiği bölgelerden gıda ihracatının durmasının ya da aksamasının, enerji kesintilerinden daha dramatik olaylara yol açacağının bilinmesine rağmen, gıda güvenliğine yönelik endişeler enerji güvenliğine yönelik endişelerin oldukça gerisinde kalıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Gıda güvenliği kavramının enerji güvenliği kavramının gerisinde kalması güvenlik konusundaki çifte standardın en bariz göstergelerinden birisi olmuştur.” ifadesini kullanan Acar, “Enerji güvenliği denildiğinde zengin ve gelişilmiş Batılı aktörlerin güvenlik endişeleri kastediliyor. Hâlbuki gıda güvenliği daha çok az gelişmiş ve üçüncü dünya olarak nitelendirilen ülkeleri ilgilendiren bir sorundur.” dedi.