Veliaht Prens Selman, ABD'deki hakkında açılan suikast davasının reddini istedi

Abone Ol

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı temsil eden avukatlar, ülkesinin halihazırda fiili lideri konumunda olan veliaht prensin, şu anda Kanada'da yaşayan eski bir üst düzey istihbarat yetkilisine suikast düzenlemek için bir "suikast timi" kurmak ve öldürme emri vermekle suçlayan davanın reddedilmesi için talepte bulundu.

Avukat Michael Kellogg, bin Selman'ın yasal işlemden muaf olduğunu ileri sürerek Pazartesi günü geç saatlerde Washington'daki bir ABD bölge mahkemesine önergeyi sundu.

Önergede şu anda Toronto'da ikamet eden Saad el-Cebri'nin dikkati "kitlesel hırsızlıktan" başka yöne çekmek amacıyla dava açtığı belirtildi.

Cebri'nin avukatları, dava dilekçesinde eski istihbarat yetkilisi müvekkillerinin devlet sıralarına vakıf olduğu ve ABD istihbarat birimleriyle yakın ilişkileri bulunduğunu, bu yüzden ülkenin defakto yöneticisi konumundaki Veliaht Prens tarafından susturulmak ve ortadan kaldırmak istenildiğini savundu.

MBS'nin avukatları tarafından hazırlanan dosyada "el-Cebrinin şikayeti, veliaht prensi Shakespeare'in en büyük kötü adamlarından birine benzeten bir giriş de dâhil olmak üzere baştan sona trajikomik olarak nitelendiriyor. İddi metninin edebi olarak bir kıymeti olsa da, şikayet hukuki olarak oldukça başarısız duruyor" diyerek, mahkemeden şikayetin bir davaya söz konusu edilmemesini talep ettiler.

Eski Veliaht Prens Bin Nayif'in en yakınındaki isimlerden olan Cebri, Kral Selman Bin Abdülaziz'in 2015'te kendi oğlunu Veliaht Prens atamasından ardından İçişleri Bakanlığındaki görevinden alınmıştı. Cebri, iki yıl sonra ülkesinden ayrılarak Kanada'ya yerleşmişti.

Suudi Arabistan yönetimi 2017'de Interpol'e yaptığı bildirimde, yolsuzluk suçlamasıyla Cebri hakkında yakalama kararı çıkarılması talebinde bulunmuş ancak talep arkasına siyasi güdüler bulunduğu gerekçesiyle Interpol tarafından reddedilmişti.

'Kaplan Takımı'

Bir zamanlar MBS'nin rakibi Muhammed bin Nayef'in güvenilir bir üst düzey danışmanı olan ve daha önce krallığın İçişleri Bakanlığı görevini de icra eden Cebri, batı istihbarat teşkilatlarıyla derin bağlara sahipti ve bazı gözlemciler tarafından ülke dışında en çok tanınan Suudi olarak tanımlanıyordu.

Cebri, 2017 yılında, bin Nayef'in ev hapsine alınmasından ve yerine 31 yaşındaki kuzeninin veliaht prens olarak değiştirilmesinden hemen önce Suudi Arabistan’dan kaçtı.

Önce Almanya'ya sonra da ABD'ye gelen Cebri, 2018'de Kanada'ya yerleşti ve burada MBS'nin onu dışarı çıkarmak için " Kaplan Takımı " adlı 50 kişilik bir öldürme ekibi gönderdiğini iddia etti.

Olay, Suudi gazeteci ve Middle East Eye köşe yazarı Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden sadece iki hafta sonra o yılın Ekim ayında meydana geldi .

Middle East Eye, ilk defa 2017’nın Mart ayında yaptğı haberinde, el-Cebri'nin Riyad'dan kaçtıktan sonra "onu geri getirmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazır olan Suudi yetkililer tarafından yakalanmaya çalıştığını konu edinmişti.

Cebri, Ağustos ayında, suikast girişimi iddiasıyla ADB’de veliaht prense tazminat talebiyle dava açtı. Dava dilekçesinde özellikle, veliaht prensin "kendisine işkence ve suikast düzenlemek için, Suudi hükümeti tarafından onaylanmış bir" ölüm mangası " bir komplo düzenlediğini iddia etti. Bin Selman ve diğer rejim yetkilileri ise bu iddiaları yalanladı.

'Bu dava federal mahkemeye ait değil'

ABD mahkemesi, dava açıldıktan kısa bir süre sonra bin Salman'ın mahkemeye çıkması için bir celp gönderdi. Çağrı ayrıca, aralarında bazı üst düzey Suudi yetkililerin yanı sıra ikisi Amerikalı olmak üzere ABD’de ikamet eden Leyla Abuljadayel ve Virginia'da yaşayan Yusuf el-Raşi de dâhil olmak üzere 12 kişinin mahkemeye çağrılması çağrısında bulundu.

Suudi hükümeti, Cebri'yi "asılsız" iddialarda bulunmakla suçlayarak davanın düşürülmesi talebinde bulunuyor.

Pazartesi günü Selman’ın avukatları tarafından mahkemeye sunulan dilekçede ise, Cebri ve ekibi, Suudi devletinin kendisine tahsis ettiği bütçeyi usulsüz olarak harcamakla, Suudi terörle mücadele fonundan yaklaşık 11 milyar doları kendi hesabına geçirmekle ve bu paranın da ülke dışına aktarılmasına dâhil olmakla suçlanıyor.

Dosyada, "Söz konusu şahsın şikayetindeki kusurlar o kadar bariz ve derindir ki, dikkati kendisinin büyük çaplı hırsızlığından başka yöne çekmeye yönelik bir girişim olarak kabul edilmelidir." deniliyor.

İddianamenin devamında, ‘davacının gazetelerde asılsız ithamlarını dillendirmesi bir yana, bir mahkemede veliaht prens üzerinde şahsi yargı yetkisini kuramaz. Kaldı ki bu dava Federal Mahkeme’ye id bir dava değildir. Dolayısıyla söz konusu mahkeme de veliaht prens üzerinde yargılama hakkına sahip değildir.’ Denildi.

Avukatlar Cebri'nin iddia ettiği suçlamanın ABD’de gerçekleşmediğini, ABD federal mahkemesinin, yabancı topraklarda saldırılarla suçlanan yabancı bir kişi üzerinde olduğu için iddia edilen olay üzerinde yargı yetkisine sahip olmadığını savundu.

Ancak Cebri'nin davasının bir kısmı, bin Selman’ın kurduğu ABD'deki bir ajan ağının onu yakalamak için kullanıldığını iddia ediyor. Ancak veliaht prensin avukatları, sunulan tek kanıtın, bireylerin Cebri'nin aile üyeleri ve tanıdıklarıyla konuşması olduğunu savundu. Üstelik avukatlar, veliaht prensin sözde ajanlarla görüşüp konuştuğuna dair davacının elinde hiçbir somut delil olmadığını savunuyorlar.

Dosyada üç sanık için, el-Cebri'nin kızıyla evlilik amacıyla görüşmek için eski İçişleri Bakanı’na eşinin yerini sorduğu iddia ediliyor.

'Statüye dayalı dokunulmazlık'

Avukatlarının Pazartesi günkü yaptıkları açıklamada "Veliaht prens, kralın oğlu ve halefidir. Kral ile birlikte Suudi Arabistan hükümetinin zirvesinde oturuyor. ABD mahkemesindeki herhangi bir davadan statüye dayalı dokunulmazlık hakkına sahip." Diyerek hakkındaki davanın düşürülmesi gerektiğini savundular.

Avukatlar ayrıca, Suudi Arabistan'ın ABD büyükelçiliğinin Ekim ayında ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Muhammed bin Selmaniçin dokunulmazlığı talebinde bulunduğunu ve bakanlığın yetkili merciye "değerlendirmeye alınmasını tavsiye ettiğini" kaydetti.

Avukatları, mahkemenin Cebri'nin iddialarını doğru bulsa bile, veliaht prensin "Kraliyet Emri tarafından ulusal güvenliği korumak ve terörle mücadele fonundan büyük çaplı hırsızlıklar yapmayı da içeren yolsuzluğun kökünü kazımak için gerekli görülen her türlü tedbiri almakla" suçlandığını savunuyorlar.

Cebri ise veliaht prensi, yargısız infaz girişiminde bulunarak ABD İşkence Kurbanlarını Koruma Yasası, ABD Yabancı İşkence Yasası ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini iddia etti.

MBS'nin avukatları ise eski istihbarat yetkilisinin, 2018’den beri hayatta olması, suikast ithamının gerçeği yansıtmadığının en büyük delillerinden biri olduğu görüşünde. Ayrıca herhangi bir saldırıya da muhatap olmamasının da işaret ettiği üzere asıl kendisinin yargısız infazda bulunduğunu savundular.

"Eski bakan Cebri ise, kendisini öldürmeye yönelik teşebbüsün Kanada'da gerçekleştiğini ve bu eylemin de Suudi Arabistan'dan yönlendirildiğini iddia ediyor... Her iki ülkede de kendisinin iddiasını savunup ispat etmesi için imkan tanıyan yetkili makamlar var, fakat kendisi ne bu yöntemlere başvurdu, ne de iddiasını kanıtlamanın peşine düştü’’ denildi

ABD mahkemesi, savunma avukatlarının iddialarına henüz yanıt vermedi.

*The Middle East Eye Haber Ajansında yayınlanan bu haber, aslına sadık kalınarak Hasan Nurhan Çelik tarafından, ortadoguhaber.com adına tercüme edilmiştir.