Yunanistan’ın Lozan konusundaki umursamaz tavrı her geçen gün artıyor.
Son olarak Lozan’a aykırı biçimde Batı Trakya’da başmüftü atamaya kalkışan Yunanistan, tarih boyunca; Ege Adaları’ndaki hakimiyet, silahsızlanma, Batı Trakya’da dini lider seçimi, eğitim, nüfus, kıta sahanlığı ve vakıflar konusunda defalarca kez Lozan’ı ihlal etti. 1936 yılındaki Montro Sözleşmesi’yle birlikte Lozan’ın boğazları içeren maddesi tamamen çöp oldu. 98 yılda delik deşik bir milletlerarası anlaşma hüviyetine bürünen Lozan Antlaşması’nın defalarca kez ihlal edilen maddeleri şunlar:
Adalar silah üssü gibi
Lozan’ın 13’üncü maddesi gereği Ege adalarında deniz üssü ve hiçbir istihkâm kurulamıyor. Ancak Yunanistan, 23 adanın 18’ini silahlandırarak cephanelik durumuna getirdi. Yunanistan’ın, adalardaki toplam asker mevcudu 50 ila 100 bin arasında.
Karasu ihlali
6. maddeye göre deniz sınırları, kıyıdan 3 milden aşağı uzaklıktaki ada ve adacıkları kapsar. Yunanistan ise karasularını 3 milden 6 mile çıkararak ve kendisine ait olmayan adalarda egemenlik dışı faaliyetlerde bulunarak Lozan’ı ihlal ediyor. Yunan; Keçi Adası, Eşek adası gibi 17 ada ve bir kayalıkta hukuksuz olarak varlık gösteriyor.
Azınlıklar yok sayıldı
Lozan’ın 40. Maddesi azınlıklara dinî ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve benzer öğretim ve eğitim kurumları kurma, yönetme ile denetleme hakkı veriyor. Yunanistan son 25 yıldır Batı Trakya Türk azınlığına ait okulların faaliyetini, ülkedeki tasarruf tedbirleri ve öğrenci sayılarının yetersizliği bahanesiyle, azınlığa danışmadan sistematik olarak ‘geçici durdurma’ yoluyla kapatıyor. 25 yıl önce 231 olan Türk Azınlık ilkokullarının sayısı 107’ye düştü.
Türk okuluna müdahale
1923 Lozan Antlaşması’na göre Yunanistan, Batı Trakya’daki Türk azınlık okullarının yönetim ve eğitim kadrosuna müdahale etme hakkına sahip değil. Yunan, Batı Trakya’daki Gümülcine ve İskeçe’de bulunan medreselere Encümen Heyeti atamaları yapıyor. Encümen Heyetlerindeki Genel Sekreterlik görevlerine de hem Gümülcine’de hem de İskeçe’de Hristiyan Yunan vatandaşları atıyor..
Vakıflara izin yok
Lozan Barış Antlaşması’nın 40-42. maddelerine göre, Türk azınlık, her türlü hayır kurumlarıyla dinsel ve toplumsal kurumları kurma, yönetme, denetleme hakkına sahip. Ancak Yunanistan, dini vakıf idarecilerinin atamasını devlet olarak yapıyor. Vakıf gelirleri vakıflara harcanmıyor. Türkler vakıf yöneticilerini kendisi seçemiyor. Adında ‘Türk’ ibaresi geçen STK’lara izin verilmiyor.
Vatandaşlıktan çıkardı
45. madde, Yunanistan topraklarında bulunan Müslüman Azınlığa geniş nüfus imkanları tanır. Ancak Lozan’ın imzalandığı tarihlerde Batı Trakya’nın yüzde 85’i Türk, geri kalanını Yunanlılar oluştururken, şimdi tam tersi. 1955 ile 1998 yılları arasında yaklaşık 60 bin Batı Trakya Türk’ü vatandaşlıktan çıkarıldı.
Müftüyü bile atıyorlar
Lozan ve Atina Anlaşmasına göre müftüler, kendi görev çevrelerindeki Müslümanlar tarafından seçilecek ve müftüleri denetleyecek bir Başmüftü görev yapacaktı. Müftülerin seçimle işbaşına gelmesine dair hüküm yerine, 1920’den sonra Gümülcine, İskeçe ve Dedeağaç’ta görev yapan müftüler, Kraliyet iradesince atandılar. Başmüftü ise bu zamana kadar atanmazken, Yunanistan bu makama da devlet nezdinde atama yapmaya kalkışarak Lozan’ı çiğniyor.
Montrö ile çöp oldu
1936’da yürürlüğe giren Montrö Boğazlar Sözleşmesi ise Lozan’ın boğazları içeren 23’üncü maddesini tamamen ilga ederek Lozan’ı kısmen kadük duruma düşürmüştü.
Lozan Yunan için sakız
Lozan’ın 37, 38, 39 ve 40. maddeleri azınlık haklarını içeriyor. Yunanistan’da resmi örgüt adlarında ‘Türk’ kelimesi Lozan’a rağmen yasak. Türk bölgelerine altyapı yatırımı yapılmıyor, Türklerin devlet dairelerinde yükselmesine izin verilmiyor, Türk okullarındaki eğitim kalitesi düşük tutuluyor. Seçilmiş müftüler hapse atılıyor. Yanlış şekilde bir Yunanistan’a teslim ettiğimiz Ege adalarındaki haklar konusunda da Atina, defalarca ihlallerde bulunarak Lozan’ı sakız gibi çiğniyor.