Gazete bu durumun ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Suudi Arabistan'ın İsrail'le diplomatik ilişkilerini normalleştirme çabaları açısından önemli bir zorluk teşkil ettiğini kaydetti.

Genel olarak İsrail yanlısı bir Amerikan araştırma kuruluşu olan Washington Institute for Near East Policy tarafından yapılan ankete göre, Suudi katılımcıların yüzde 40'ı Filistinli hareket Hamas'a karşı olumlu tutum sergilerken, bu oran savaştan birkaç ay önce yapılan bir ankette sadece yüzde 10'du.

Bin Suudinin 14 Kasım - 6 Aralık tarihleri arasında katıldığı kamuoyu yoklamasına göre Suudilerin sadece yüzde 16'sı Hamas'a inanıyor: "Hamas İsrail'in yok edilmesi çağrısına son vermeli ve bunun yerine Suudi hükümetinin desteklediği 1967 sınırlarına dayalı iki devletli kalıcı bir çözümü kabul etmelidir." demişti.

Ayrıca analistler, Suudi Arabistan'ın son sekiz yılda daha otoriter hale gelmesine rağmen, ülkenin fiili lideri Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın karar alırken kamuoyunun görüşlerini de dikkate alması gerektiğini söylüyor.

Savaştan önce, ABD'nin Suudi-İsrail normalleşme anlaşmasına aracılık etme çabalarının ivme kazandığı görülürken, siyasi analistler, ABD'li yetkililer ve bazı Suudi yetkililer Suudi Arabistan'daki gençlerin Filistin meselesiyle önceki nesillere göre daha az ilgilendiklerini, dolayısıyla İsrail ile ilişki kurmaya daha açık olduklarını teyit ettiler.

Netanyahu Katz'ı atayarak ne mesaj verdi? Netanyahu Katz'ı atayarak ne mesaj verdi?

Suudi Arabistan'da düzenli ve güvenilir kamuoyu yoklamaları yapılmadığı için savaştan önce ortaya atılan Filistin meselesine ilginin azaldığı ve İsrail ile normalleşmenin kabul edildiği iddialarının ne kadar doğru olduğu bilinmemektedir. Ancak Gazze Şeridi'ne yönelik saldırının başlamasından bu yana Filistin davasına açık destek yayılmış ve her yaştan Suudiler arasında İsrail nefreti artmıştır.

Orta Doğu Haber

Editör: Orta Doğu Haber