İsrail'in eski stratejik planlama başkanı Asaf Orion’un, "Hizbullah geriledi, ancak tamamen yenilmedi" şeklindeki değerlendirmesi, örgütün mevcut durumunu ve İsrail’in bakış açısını özetliyor. Savaşın ardından Lübnan'da siyasi, toplumsal ve güvenlik alanlarında yankılar sürerken, İsrail ordusu güney Lübnan’dan çekilmesine rağmen bazı stratejik noktalarda varlığını sürdürüyor.

Lübnan’daki Siyasi Değişimler

Lübnan'da siyasi dengeler Hizbullah aleyhine değişiyor. Yeni Cumhurbaşkanı General Joseph Aoun, "barış ve savaş kararlarının yalnızca devletin yetkisinde olduğunu" vurgularken, Başbakan olarak atanan Nefev Selam liderliğindeki hükümet, Hizbullah ve müttefiklerinin "blokaj yetkisini" dışlayan bir yapıya sahip. Ayrıca, hükümetin yaklaşık 20 yıldır ilk kez "ordu, halk ve direniş" üçlüsüne atıfta bulunmayan bir bildiri yayınlaması dikkat çekti. Bu durum, devletin silah taşıma ve güç kullanma yetkisinin yalnızca kendisinde olduğunu vurguluyor.

Uluslararası ve Bölgesel Baskılar

ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden göreve gelmesiyle İran’a yönelik "maksimum baskı" politikaları tekrar devreye alındı. İran’ın petrol ihracatını ciddi şekilde sınırlamayı hedefleyen bu politikalar, İran ekonomisini zayıflatırken Hizbullah’ın finansal desteğini de olumsuz etkiliyor. İran’dan gelen mali yardımlardaki azalma, Hizbullah’ın hem askeri hem de sosyal hizmet faaliyetlerini sürdürmesini zorlaştırıyor.

Suriye’de Beşar Esad rejiminin çöküşü, Hizbullah için başka bir büyük darbe oldu. İran’dan Lübnan’a uzanan kara ikmal hattının kesilmesi ve Suriye’deki yeni yönetimin Lübnan üzerindeki etkisi, örgütün hareket alanını daraltıyor.

İç Dinamiklerdeki Zorluklar

Hizbullah, savaş sırasında lideri Hasan Nasrallah dahil olmak üzere birçok üst düzey liderini kaybetti. Nasrallah’ın ardından liderliği devralan Haşim Safiyeddin de dahil olmak üzere örgütün askeri ve güvenlik kadrolarında ciddi boşluklar oluştu. İsrail’in savaş sırasında Hizbullah’ın iletişim ağlarını ve liderlik yapılarını hedef alması, örgütün içinde güvenlik açıklarını ortaya çıkardı. Bu durum, örgütün yeniden yapılanma çabalarını zorlaştırıyor.

Ayrıca, savaşın ardından Hizbullah’ın toplumsal tabanı da ciddi bir şok yaşıyor. Güney Lübnan’da binlerce evin yıkılması, ailelerin yerinden edilmesi ve ekonomik kayıplar, örgütün halk desteğini zayıflatıyor. ABD’nin İran’dan gelen mali yardımları engelleme çabaları ve Lübnan hükümetinin İran uçaklarını denetleme kararı, Hizbullah’ın sosyal hizmetler ve yeniden inşa çalışmalarını daha da zorlaştırıyor.

İsrail’in Yeni Stratejisi

İsrail, "aralar savaşı" stratejisini terk ederek, gelecekteki tehditleri önlemek için daha agresif bir yaklaşım benimsedi. İsrail uçakları, Lübnan’daki Hizbullah mevzilerini ve silah depolarını hedef almaya devam ediyor. Ayrıca, İsrail’in Güney Lübnan’da beş stratejik noktada askeri varlığını sürdürmesi, Hizbullah’ın hareket kabiliyetini sınırlıyor.

İsrail, BM’nin 1701 sayılı kararını uygulama bahanesiyle Hizbullah’ın silahlarını ele geçirme çabalarını artırıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, Hizbullah’ın tamamen silahsızlandırılması ve lojistik ağlarının çökertilmesi çağrısında bulunuyor. İsrail, İran’dan Lübnan’a silah taşınmasını önlemek için Suriye-Lübnan sınırındaki geçiş noktalarına düzenli saldırılar düzenliyor.

İsrail, 676 Gazzelinin naaşını alıkoymuş İsrail, 676 Gazzelinin naaşını alıkoymuş

Lübnan İçindeki Muhalefet

Hizbullah’ın hükümetteki "blokaj yetkisi", özellikle Lübnan Kuvvetleri lideri Samir Geagea gibi muhalifler tarafından uzun süredir eleştiriliyordu. Son siyasi gelişmeler, Hizbullah karşıtı grupların elini güçlendirdi. Yeni hükümet, Hizbullah’ın silahlanmasına karşı daha sert bir tutum sergileyerek, devletin tüm topraklarında egemenliğini sağlamayı hedefliyor.

Hizbullah ise iç gerilimi artırmamak için daha temkinli bir politika izliyor. Örgüt, parlamentodaki temsilini kullanarak görüşlerini dile getirirken, halk desteğini yeniden kazanmak için sosyal hizmetlere öncelik vermeye çalışıyor.

Sonuç ve Gelecek Beklentileri

Hizbullah, iç, bölgesel ve uluslararası baskılar altında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Örgüt, askeri ve güvenlik yapısını yeniden inşa etmeye çalışırken, İran’dan gelen mali desteğin azalması ve İsrail’in sürekli saldırılarıyla karşı karşıya. Lübnan’daki siyasi değişimler ve uluslararası baskılar, Hizbullah’ın hareket alanını daha da daraltıyor.

Ancak örgüt, geçmişte olduğu gibi zorlukları aşmak için yeni stratejiler geliştirmeye çalışıyor. Bölgedeki gelişmelere bağlı olarak, Hizbullah ya daha fazla taviz vererek varlığını sürdürmeye çalışacak ya da bölgesel gerilimlerin artması durumunda yeniden güç kazanmanın yollarını arayacak. Örgütün geleceği, hem Lübnan içindeki hem de bölgedeki dinamiklere bağlı olarak şekillenecek.

orta doğu haber