Friedman, Trump'ın açıkça saldırgan, diktatör ve işgalci olan Vladimir Putin'in yanında durduğunu, özgürlük ve demokrasi için mücadele eden Zelenskiy'e karşı çıktığını belirtti.
"Amerikan geleneğinden sapma"
Friedman, Trump'ın, demokratik yollarla seçilmiş bir lider olan Zelenskiy'i "diktatör" olarak nitelendirmesini ve savaşın sorumlusu olarak göstermesini eleştirdi. Ayrıca, Trump'ın Ukrayna'ya yapılan yardımları "fedakarlık" olarak tanımlamasını, ABD'nin Ukrayna'nın kaderinde ve özgürlüğünde hiçbir çıkarı yokmuş gibi göstermesini eleştirdi. Oysa Friedman'a göre, Ukrayna, Avrupa Birliği'nin sınırlarını ve serbest piyasa ekonomisini koruyan bir savunma hattı.
Özgürlük yerine ekonomik çıkarlar
Friedman, Trump'ın Ukrayna veya Avrupa Birliği'nin geleceğiyle ilgilenmediğini, bunun yerine Zelenskiy'den sadece "teşekkür" beklediğini ve Ukrayna'nın nadir bulunan madenleriyle ilgili büyük çaplı anlaşmalar imzalamasını istediğini ifade etti.
"Bilinmeyen sulara doğru"
Makalesinin sonunda Friedman, Trump'ın bu yaklaşımının, ABD'nin I. Dünya Savaşı'ndan bu yana izlediği dış politikayı tamamen çarpıttığını vurguladı. Trump için, "Onun bir Rus ajanı olduğuna inanmıyorum, ama kesinlikle bir televizyon ekranında Rus ajanı rolü oynuyor" diyen Friedman, Amerikalıları, ülkenin daha önce hiç karşılaşılmamış bir liderlik anlayışıyla "bilinmeyen sulara" sürüklendiği konusunda uyardı.