Bu baskın, İsrail’in “Demir Duvar Operasyonu”nun 50. gününde gerçekleşti. Operasyonda İsrail güçleri, iki Filistinli direnişçiyi öldürerek cenazelerini alıkoydu ve saklandıkları eve anti-tank roketleriyle saldırdı.
İsrail ordusu, yaptığı açıklamada, Şin Bet istihbarat teşkilatının yönlendirmesiyle Cenin’deki “silahlı direnişçileri” hedef aldığını ve bölgedeki silah yüklü iki aracı imha ettiğini duyurdu. Baskın sırasında, İsrail askerlerinin bir Filistinlinin cenazesine işkence ettiği ve cenazeyi askeri bir buldozerle taşıdığı görüntüler sosyal medyada yayımlandı. Yerel halk, bu kişinin İsmail Ebu Gali olduğunu doğruladı. Ayrıca, 58 yaşındaki Fayeze Ebu Gali’nin cenazesinin dört İsrail askeri tarafından bir askeri araca taşındığı görüntüler de ortaya çıktı.
Cenin’de Yaşam Koşulları Hedef Alınıyor
Cenin Valisi Kemal Ebu Rub, İsrail’in Cenin’i yaşanmaz bir yer haline getirmeyi amaçlayan geniş çaplı askeri operasyonlarını sürdürdüğünü belirtti. Ebu Rub, İsrail güçlerinin sabah saatlerinde dört farklı noktaya eş zamanlı baskın düzenlediğini, binaları kuşatarak sakinlerini tahliye ettiğini ve bazı evleri askeri karargâh olarak kullandığını ifade etti. İsrail ordusu, baskınların ardından bölgeden çekilir gibi görünse de, mahalle girişlerine ve çevresindeki sokaklara yeniden konuşlanarak evleri aramaya ve vatandaşları taciz etmeye devam ediyor.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın, Cenin mülteci kampından tahliye edilenlerin geri dönmesine izin verilmeyeceği yönündeki tehditleri, bölgeyi güvensiz bir yer haline getirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Katz, İsrail ordusunun Cenin’de bir yıl boyunca kalabileceğini de iddia ederek, halk üzerinde korku yaratmayı hedefliyor.
Göç ve Yaşam Şartlarının Kötüleştirilmesi
Filistinli yetkililere göre, İsrail’in amacı, Cenin ve mülteci kampında yaşamı dayanılmaz hale getirerek halkı göçe zorlamak. İsrail, şehri temel hizmetlerden, eğitimden, sağlık tesislerinden ve barınma imkanlarından mahrum bırakarak insanların burada yaşamaya devam etmesini imkansız hale getiriyor.
Cenin Valiliği, şehirdeki kamu kurumlarının acil durum modunda çalışmaya devam edeceğini duyurdu. Ancak bu durum, kamp sakinleri tarafından “mevcut duruma teslim olma” olarak değerlendiriliyor. Mülteci kampından kaçan birçok kişi, Amerikan Üniversitesi Arap Konutları gibi geçici barınma yerlerine sığınmış durumda. Ancak, İsrail’in baskıları nedeniyle kampın çevresindeki hayatın normalleşmesi, kampın izole edilmesi ve İsrail’in bölgedeki planlarını uygulamasına zemin hazırlıyor.
Ekonomik ve Güvenlik Krizi
Cenin’deki ekonomik durum da giderek kötüleşiyor. Şehirdeki altyapı, İsrail’in saldırıları nedeniyle büyük zarar gördü. Elektrik ve su şebekeleri ile doğu mahallesindeki binalar ciddi şekilde tahrip oldu. Günlük ekonomik kayıpların 20 milyon şekel olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca, İsrail ordusunun hareketleri öngörülemez olduğundan, şehirde sürekli bir güvenlik tehdidi hissi hakim. Bu durum, halkın günlük yaşamını sürdürmesini zorlaştırıyor.
Cenin halkı, İsrail’in baskıları altında yaşamaya devam ederken, uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalması, bölgedeki insani krizlerin daha da derinleşmesine yol açıyor.